26 Ekim 2009 Pazartesi

Yavşak komedilere gülerken! Okan Bayülgen pervasızlığa devam ediyor!


Yekta Kopan'ın sunduğu 'Gece Gündüz' programı, Kanal-i-zasyon filminin galasının yapıldığı mekandan ekrana getirildi. Gala için salonda bulunan Okan Bayülgen, yayına katılarak filmle ilgili düşüncelerini dile getirdi.

Alper Mestçi'nin yönettiği ve medya dünyasını sorgulayan komedi tarzındaki filmin başrolünde oynayan Okan Bayülgen, "Bizim sinemada baktığımız zaman, bu işe şimdi bir prodüktör gelecek para koyacak, bir takım oyuncular, ben dahil, geleceğiz oynayacağız. Bir yönetmenin kariyeri sözkonusu.

Bugün Türk sinemasına baktığımız zaman, genelden bahsediyorum, ne olursa olsun 'Kardeş gişen nedir, gazinoda masan nedir, tiyatroda seyircin nedir?' işte böyle bir ölçek var" şeklinde konuşarak yönetmen Alper Mestçi'nin kendi komedisini yaptığını ama gişeye de oynadığını belirtti. .

"Alper'in yaptığı film bir gişe filmi aynı zamanda" diye konuşan Okan Bayülgen, çekimler öncesinde filmin gişesi için İmdat karakterini karikatürize etmeyi teklif ettiğini ifade ederek aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı:

"Yani bir yandan ben diyorum ki 'Arkadaş bak millet, o kelimeyi tırnak içerisinde ve özellikle kullanıyorum 'yavşak' komedilere gülerken, sen ne yapacaksın burada?' Diyor ki 'Ben kendi komedimi yapmak istiyorum'. 'Bu İmdat'ı biraz komikleştirelim mi karikatürleştirelim mi, yani madem böyle gişe'... 'Hayır' diyor, 'Aman aman, sen bunu daha sessiz, daha sakin' yap."


ABARTMADIK


Oynadığı İmdat Bayram isimli temizlik işçisi adamın, çok saf çok temiz, çok sakin, abartılı bir karikatürü bir komedisi olmayan bir karakter olduğunu ifade eden Okan Bayülgen, yönetmenin "Sen olduğun gibi dur" diyerek karakteri gişeye oynamak adına abartılı bir hale getirmekten kaçındığını söyledi.


Bayülgen, "Ben oynadığım rolden memnunum ama beri yandan da filmin eleştirisinden de memnunum. Bende çift taraflı bir memnuniyet var bu açıdan" diye konuştu.


BANA HEP ŞEHİRLİ ROLLER YAKIŞTIRILDI


Okan Bayülgen, Hemşo'da Doğu'dan İstanbul'a gelen bir karakteri oynadığını hatırlatarak "Bana hiç şehirli biri dışında bir rol yakıştırılmazdı bugüne kadar. Hemşo'da oynadım. Çok beğenilmişti" diyerek Kanal-i-zasyon filmindeki İmdat karakterinin de İstanbul dışından geldiğini belirtti.


HEMŞO'YA BENZİYOR MU?

Ancak İmdat'ın geldiği yer konusunda filmde bir bilgi olmadığına da değinen Bayülgen, herhangi bir adres vermediklerini ve belli bir şive ile de konuşturmadıklarını, ancak Hemşo'ya benzeme kaygısı da taşıdığını ifade ederek "Benzemedi. Biz seyrettik sorduk falan hayır hiç benzemiyor. Gayet güzel" ifadesini kullandı.


Prototiplerin sinemada da başka yerde de inandırıcı olmayacağını vurgulayan Okan Bayülgen takdiri de seyirciye bıraktı.


HAKKI DEVRİM'E YANIT!

Radikal Gazetesi Yazarı olan Hakkı Devrim'i filmde oynamaya ikna eden Okan Bayülgen, Devrim'in daha önce söylediği 'Bu Okan daha ne yapacak. Sonunda beni götürüp bir porno filmde mi oynatacak?' sözlerini hatırlattı ve şöyle konuştu:

"Ben de dedim ki 'Bak bana yaptığın eleştiriler haksız çıkıyor'. Hakikaten Hakkı abi, ekibi de yormadan ve de ilginçtir inandırıcı oldu. İnandırıcı olmaması gerekenler var. Bu program bölümlerinde yer alan sevgili arkadaşlarımız dostlarımız. Bir de inandırıcı olması gerekenler var. Ben inandırıcı olmak zorundayım... Daha da önemlisi Hakkı Devrim, tam inandırıcı olmak durumunda."

Okan Bayülgen bu filmden sonra Hakkı Devrim'e yeni teklifler de geleceğine inandığını da söyledi.

Oray Eğin ile Rabia Kazan reyting için se.s konuştu.


Oray Eğin'in programına katılan Rabia, Eğin'in "Türbanlı ve seksi" yakıştırmasının ardından bakın neler söyledi? işte canlı yayındaki atışma.

İşte o canlı yayından diyaloglar...

Oray Eğin: Çok güzel bir türbanlısın ve çok çok seksi bir türbanlısın! Seksi kötü bişey mi Rabia!

Rabia: Ya aslında ben seni çok seviyorum. Buraya da gitmeden önce son kez, senin için buradayım. Bunu yapmamalıydın Oray! Bir Sezen Aksu'ya sataştın iki bunu yaptın savaş rüzgarları başlıyacak aramızda.

(Rabia gülümsüyor ve izleyicilerden alkış geliyor)

Oray: Bunu niye sataşma olarak görüyorsun.

Rabia: O zaman ben de sana şişko diyeceğim.

Oray: Ben şişkoyum kabul ediyorum.

Rabia: "R"leri söyleyemiyorsun!

Oray: Sen seksisin...

Rabia: Ben seksiysem sen de şişko ve "r" leri söyleyemiyorsun.

Oray: Bu arada bu şarkıyı söyleyen ilk türbanlı sensin!

Rabia: Öyle mi?

Oray: Ve şimdi de uzun süre aramızda olmayacaksın. Nereye gidiyorsun?

Rabia: New York'a gidiyorum.

Oray: Ne yapacaksın orada?

Rabia: Hala sana kızgınlığımı atamadım. Niye böyle yaptın?

Oray: En seksi türbanlı olarak mı?

Rabia: Çünkü yarın insanlar yazıyor. Burası İtalya değil burası Türkiye!

Rabia: Sen önce bana güzel bişey söyle! Saldırdın bana Oray, saldırdın...

Oray: Bana birisi sen en seksi şişmansın dese ben bundan çok mutlu olurum.

Rabia: Ama sen çok şişkosun!

Oray:Sen de türbanlı ve seksisin ama bunda ne var.

Rabia: Öyle mi? Öyle mi düşünüyorsun. Senin düşüncen mi bu. Bende gözün mü var?

Oray: Hayatım boyunca evli kadınlara göz koymadım.

Rabia: Bunda sorun yok ama burada da türbanlı kızlar var. Türbanlı bir kadına seksi dendiğinde üstlerine alınıyorlar. Ben onları istemeden temsil ettiğim için ona üzüldüm. Ben kendim adına bunu anlayabilirim ama...

Rabia: Bende zaten seni seksi buluyorum.

Oray: Biz bu seks meselesinden çıkalım iyi bir yere gitmiyor bu.

Rabia: Şimdi aslında herkes türbanlıları uzaylı sanıyor. Öyle değil!

Oray: Nereden çıkardın şimdi bunu sen.

Rabia: Burada da türbanlılar var. Beni sevmediklerine eminim.

Oray: Bence herkes seni çok ama çok seviyor.

Rabia: Şimdi seni sevdiğimi hissettim. Yani balık olduğun için.

Oray: Bir öpüşüp barışalım mı?

Rabia: Şöyle bir şey var. Seni bir kaç kez "Şarkı söylemez" yarışmasında izledim. Ama tam bir kızıyordun sonra tekrar yumuşuyordun. O zaman anladım yumuşak ve temiz bir kalp olduğunu.

Oray: Şimdi bir türbanlıyla kucaklaştık öpüştük bu proplem olmasın.

Rabia: Benim sende gözüm yok.

Oray:Benim de sende gözüm yok.

Rabia: Ama güzel bir yüzün var...

24 Ekim 2009 Cumartesi

Domuz gribi aşısı sigorta


Sağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi (H1N1) aşısıyla ilgili süren tartışmaların bilimsel dayanağı bulunmadığını belirterek, “Aşı bir sigorta. Bu sigortaya sahip olmak sisteyenlere önerim çocuklarını aşılatmaları” dedi.

Birçok ülkede aşılamanın başladığını söyleyen Akdağ, “Okullarda velilerden onay alındıktan sonra, 9 yaşın altındakilere 2 doz, üstündekilere de tek doz halinde uygulanacak” dedi.

43 milyon doz

Türkiye’nin 39 milyon kişinin aşılanması için toplam 43 milyon doz aşıyı satın aldığını anlatan Akdağ, bunların AB’nin resmi kuruluşu olan İlaç Ajansı EMEA’dan ruhsatlı olduğunu söyledi. Akdağ, gebeler, sağlık çalışanları, 6 ay-24 ay arası bebekler, kritik alanlarda görevli kamu çalışanları, kolluk kuvvetleri, silahlı kuvvetler mensupları, kronik hastalığı bulunanlar ve hacı adaylarının risk grubuda yer aldığını ve “gönüllü” olmaları halinde ücretsiz aşılanacaklarını söyledi.

Yüzde 90’ı domuz gribi

Akdağ, 2 milyon kutu antiviral stokladıklarını, analizler için 3 laboratuvar daha açacaklarını ve 600 yeni yoğun bakım yatağını hizmete sokacaklarını hatırlattı.

Laboratuvar bulgularına göre grip vakalarının yüzde 90’ının domuz gribi olduğunu belirten Akdağ, “Gereken hallerde okullarda öğretime ara verilmesi, sosyal aktivitelerin iptal edilmesi, maske kullanımı gibi önlemler gündeme gelir” dedi.

İstanbul’da okullara ilaçlama tatili

İstanbul Valisi Muammer Güler, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın da fırsat bilerek domuz gribine karşı dezenfekte çalışması yapılmak üzere, 30 Ekim Cuma günü kentteki tüm okulların tatil edildiğini açıkladı.

Yeni doğanda alarm

Sivas’ta, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin yeni doğan servisinde çalışan bir hemşirede ‘H1N1’ virisüne rastlandı. Hastanedeki bir hemşire ve bir temizlik işçisi ile yurdışından gelen mermer fabrikasında çalışan bir kişiye de domuz gribi ön tanısı konuldu.

Küresel salgın

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bu yıl başında ortaya çıkmasından bu yana domuz gribinden ölenlerin sayısının 5 bini bulduğunu açıkladı. Örgüt, çoğu Batı Yarıkürede olmak üzere 18 Ekim itibarıyla 4999 kişinin öldüğünü, hastalığın küresel bir salgına dönüştüğünü bildirdi.

Şehit ailelerinin PKK tepkisi


Terör örgütü PKK üyelerinin teslim olması sırasında yaşananlar, Adana'da, şehit aileleri, gazi ve yakınları tarafından protesto edildi.

Adana Şehit Aileleri, Malulleri Dayanışma Derneği Başkanı Emine Kunt, PKK’lı teröristlerin teslim olup, serbest bırakılması ve bunun ‘zafer’ olarak kutlandığı görüntülere tepki gösterdi. Kunt açılım konusunda, “Dağa çıkan vatan hainlerinin sayısı 5 bin olmasına karşılık, emekliliği gelmiş kişilerin dağdan indirilmesi, bu durumun DTP’nin şovuna dönüştürülmesi kabul edilemez” dedi.

Emine Kunt, dernek binasında şehit aileleri ve yakınlarından oluşan yaklaşık 40 kişiyle birlikte toplantı yaptı. “Ülkemizde akıl durgunluğu yaşanan bir süreci hep birlikte yaşıyoruz” yorumunda bulunan Kunt, teröristlerin teslim olmalarına karşılık, yine PKK’lı teröristlerin saldırılarını sürdürdüğünü hatırlatıp, şunları söyledi:

“Halen Türk Silahlı Kuvvetleri’mize karşı saldırılar devam etmektedir. Ama Habur Sınır Kapısı’ndan giriş yapan terör örgütü mensupları, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ‘Vatanımız Türkiye Cumhuriyeti, bayrağımız al bayraklı Türk bayrağıdır’ diyerek gelirlerse, hepsi teslim olursa, hepimiz kucak açalım.”

Teröristlerin yurda girişi, teslim olmaları ve serbest bırakılmaları sırasında yaşananları, yapılan gösterileri şiddetle protesto ettiklerini vurgulayan Kunt, “Bizim çocuklarımız ne için, kimin için, ne uğruna şehit oldular? Vücutlarının parçasını verip gazi oldular. Düşmanımız kim? Bizim çocuklarımızın kanına girenler ve onlara yardım edenler ahirette Allah’a bunun hesabını nasıl verecekler? Bugün bizi sokan yılanların yarın onları sokmayacağının garantisini verebilirler mi?” diye konuştu.

Siyasilere tepki gösteren şehit eşi Sema Erdoğan da, “Bu ülke için ölünür, ama baştakiler için ölünmez. İsterlerse beni assınlar” dedi.

Fenerbahçe maçının canlı yayınında TNT ve D-Smart'ın 'şifre' savaşı


Önceki akşam oynanan UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu’ndaki Steaua Bükreş-Fenerbahçe maçının yayını iki yayıncı şirketin savaşına yol açtı. Medya ve eğlence grubu olan Time Warner’la Doğan Grubu’nun ortak olduğu TNT, yayın hakları D-Smart’ta olan Fenerbahçe’nin maçını yayınladı.

D-Smart’ın maç yayını sırasında ekrandan yazılı olarak sık sık verdiği ‘yasal olmayan yayın’ suçlamasına bir süre sonra TNT aynı şekilde ‘yayınımız yasaldır’ yanıtı verdi. Bu arada maç sırasında sık sık yayın dondurulup ekran karartılırken, bir süre ekranın ortasında D-Smart logosu yayımlandı. Bu arada D-Smart spikeri sık sık yasal olmayan yayın duyurusunda bulundu.

Radikal'in haberine göre, UEFA maçlarının yayın hakları Doğan Grubu’na bağlı yayın platformu D-Smart’ta bulunuyordu. Açık kanal olan ve şifresiz yayın yapan TNT, Digiturk’de de yer alan maçı şifresiz yayınladıktan sonra D-Smart ile Digiturk karşı karşıya geldi. Daha önce D-Smart’ın Euro Futbol kanalı ile sadece D-Smart platformu üzerinde yer alan TNT kanalından naklen yayımlanacağı açıklanan maç, Digiturk platformunda da yer aldı. TNT kanalını bünyesine kattığını duyuran Digiturk, maçı bu kanaldan şifresiz yayımlayacağını da duyurdu.

SPİKER EKRANDAN UYARDI

Maçın ilk yarısında Digiturk’te yer alan TNT kanalında maç normal olarak verilirken, maçı seyirciye aktaran spiker sık sık, “Tüm uyarılarımıza rağmen bir başka platform bu yayını izinsiz olarak yayınlamaktadır. Kendilerine her türlü yasal işlemler başlatılacaktır” bilgisi vermeyi ihmal etmedi.

İkinci yarının başında ise TNT ekranına ara ara dev bir D-Smart logosu konuldu. Bu logo daha sonra kaldırılsa da, Fenerbahçe’nin ataklarında yeniden ekrana yansıtıldı. Yine ikinci yarıda ekranların karartılmasının yanı sıra görüntülerde bir süre donduruldu ve ekranlara “D-Smart ayrıcalıkları için lütfen müşteri hizmetlerini arayınız” yazılı logo yerleştirildi.

Bu arada D-Smart’ın tepkisine Digiturk ise yayından şu şekilde karşılık verdi: “İzlemekte olduğunuz TNT Kanalı Digiturk’te yasal mevzuata uygun şekilde hak sahipleri ile yapılmış olan sözleşmeye dayanarak yer almaktadır.”

9 Ağustos 2009 Pazar

Film Setinde Hayatını Kaybeden Uşaklı Seyis Son Yolculuğuna Uğurlandı


Cem Yılmaz'ın son filmi "Yahşi Batı'nın" çekimleri sırasında atıyla birlikte ölü olarak bulunan Uşaklı seyis Ramazan Esen memleketi Uşak'ta toprağa verildi.

Geçtiğimiz günlerde Yahşi Batı filminin Sarıyer'deki çekimleri sırasında atıyla birlikte kaybolan ve daha sonra da ölü olarak bulunan Uşaklı Ramazan Esen düzenlenen törenle toprağa verildi. Uşaklı olan Esen, öğle namazına müteakip Şehitler Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrası şehitler Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenazeye Uşak Belediye başkan Yardımcısı Ömer Oktay Akarca ile çok sayıda vatandaş ve yakınları katıldı. Cenaze töreninde Ramazan Esen'in annesi Hatice Eser, gözyaşlarına hakim olamadı.

Buz Devri’ne 6 yılda 16.3 milyon lira aktı son film rekor kırdı

Türkiye'de son 4 yılda gösterime giren yabancı filmler arasında izleyici ve hasılat rekoru kıran Buz Devri-3 Dinozorların Şafağı’nı 5 haftada 1 milyon 46 bin kişi izledi. 6 yılda gösterime giren 3 Buz Devri filmi 16.3 milyon TL’lik hasılat gelirine ulaştı.

YILDA ortalama 200 yabancı filmin gösterime girdiği Türkiye’de bu yıl Buz Devri-3 Dinozorların Şafağı (Ice Age 3: Dawn Of The Dinasaurs) gişe rekorları kırıyor. Son 4 yılda Türkiye’de en çok izlenen yabancı film olan Buz Devri-3 gösterimde olduğu 5 haftalık sürede 8.6 milyon TL’lik gişe hasılatı elde etti. İzleyici sayısı 1 milyon 46 bini bulan Buz Devri-3, Türkiye’de en çok ilgi gören yabancı film oldu. Buz Devri-3 elde ettiği gişe hasılatı ve izleyici sayısıyla 2006’da gösterime giren Da Vinci Şifresi’ni de geçti. Filmin dünya gişe hasılatı da 734 milyon doları bularak şimdiden en çok kazanan 32’inci film oldu. Animasyon filmi olmasına rağmen Türkiye’de büyük ilgi gören Buz Devri’nin 3 filmi toplam 16.3 milyon TL’lik gişe yaptı.
2.4 milyon kişi
2002 sonunda Amerika’da 2003 başında da Türkiye’de gösterime giren serinin ilk filmi Buz Devri, 6 yıl önce 344 bin kişi tarafından izlendi. Box Office Türkiye’nin verilerine göre, serinin ilk filmi 1.5 milyon lira hasılat yaptı. 2006’da vizyona giren 2’nci filmi de 949 bin kişi izledi ve toplam hasılat 6.2 milyon TL’ye çıktı. 5 hafta önce Türkiye’de gösterime giren Buz Devri-3 ise son 4 yılda yabancı filmler arasında en çok izlenen oldu. 3 filmi yaklaşık 2.4 milyon kişi izlerken toplam hasılat da 16 milyon 300 bin lirayı buldu.
734 milyon dolar
Türkiye’de gişe geliri en yüksek yabancı film olan Buz Devri-3, Amerika’da da rekora koşuyor. Vizyona girdiği günden itibaren Amerika’da 184 milyon dolarlık hasılata ulaşan film, 2002’de vizyona giren ilk Buz Devri filmini şimdiden geçti. Serinin 2’nci filmi olan Buz Devri-2’nin de Amerika’da ulaştığı 195 milyon dolarlık gişe gelirine yaklaşan son filmin dünya gişe rakamları da yüksek. Buz Devri-3 tüm dünyada bugüne kadar toplam 734 milyon dolarlık gişe gelirine ulaşmayı başardı. 2009’da Türkiye’de en çok izlenen 10 film arasında ise 5 yabancı yapım bulunuyor. Buz Devri-3’ün yanı sıra Melekler ve Şeytanlar, Hızlı ve Öfkeli 4, Harry Potter ile Melez Prens ve Benjamin Button en çok izlenen ilk 10 film arasında. Melekler ve Şeytanlar 12 haftada 6 milyon lira hasılat yaparken 701 bin seyirciyle yılın en çok izlenen 2’inci yabancı yapımı oldu.

2008’de yabancı yapımlar ilk 10’a giremedi

TÜRKİYE’de son 4 yılda gösterime giren yabancı filmlerin izlenme oranı da Türk filmlerine göre çok düşük kaldı. 2005-2009 döneminde Türkiye’de en çok yabancı film 2008’de gösterime girdi. Ancak 202 adet yabancı film arasında gişe de 500 bin bilet satabilen çıkmadı. 2008’de ise Türkiye’de en çok izlenen ilk 10 film arasında yabancı yapım yer almadı. Yabancı filmlerin en çok izlendiği yıl 2007 oldu. Bu dönemde 500 bin ve üzeri bilet satan 6 film gösterime girdi. 2006’da ise 2 yabancı film 1 milyon izleyiciyi geçti.

4 yılda 3 yabancı film 1 milyon izleyiciyi geçti

SON 4 yılda sadece 3 yabancı film Türkiye’de 1 milyon izleyiciyi geçmeyi başardı. 2006’da vizyona giren ve tüm dünyada en çok izlenen filmlerin başında gelen Da Vinci Şifresi Türkiye’de 23 haftada 1 milyon 28 bin izleyiciye ulaştı. Da Vinci Şifresi’nin gişe geliri ise 7 milyon 400 bin TL’yi buldu. Aynı yıl gösterime giren Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı da 18 hafta sonunda 1 milyon 5 bin izleyici ile son 4 yılın en çok izlenen yabancı filmleri arasında yer almayı başardı. Film 7 milyon 100 bin TL’lik gişe gelirine ulaştı. 1 milyon 46 bin kişi tarafından izlenen Buz Devri-3’te son 4 yılda 1 milyon izleyiciyi geçen son film oldu.

Yüzyılda Bir Denk Gelen Saniyelik Hadise

Bugün, hayat boyu bir defa gerçekleşebilecek bir an yaşanacak. Fakat, göz açıp kapayıncaya kadar da geçmiş olacak. 8 Temmuz 1909 tarihinden bu yana ilk defa bugün, tarih ve saatler artan değerle arka arkaya sıralanacak. Bu 'an'ı yakalamak isteyenlerin tam olarak saat 12:34:56'da gözlerini saatlerinin üzerinden ayırmamaları gerekiyor.

Bugün işte bu anda tarih ve saat değerleri yani yılın 9'uncu ayında, 8'inci haftasında, 7'inci gününde yanyana koyulduğunda karşımıza 12:34:56/7/8/9 veya 123456789 çıkacak.

Şimdiden internette bu an ile ilgili birçok blog dolaşıyor ve mesajlar bırakılıyor.

Ancak kaçıranların çok da üzülmesine gerek yok. '1' rakamını sevenler de 2011 yılında bir saniyeliğine denk gelecek 11:11:11/11/11/11'i bekleyebilir. Ayrıca 11 Kasım dünyada özellikle Birinci Dünya Savaşı'nda fedakarlık gösteren asker ve sivilleri anma günü olarak kutlanıyor.

Münevver Karabulut cinayetinde son dakika gelişmesi!


Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili Sultanahmet Adliyesi'nde ifadesi alınan Cem Garipoğlu'nun ağabeyi Levent Garipoğlu DNA profilinin belirlenmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi.

Levent Garipoğlu'nun DNA profil örneklerinin alınması için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. Katil Zanlısı Cem Garipoğlu.'nun abisi Levent Garipoğlu bugün öğleden sonra Sultanahmet'te bulunan İstanbul Adliyesi'ne iki sivil polis tarafından getirildi. Tanık sıfatıyla adliyeye gelen Levent Garipoğlu, savcı Faruk Erşen Yılmaz'ın yanında 2 buçuk saat kaldı.

Tanık sıfatıyla ifadesi alınan Levent Garipoğlu cinayetle ilgili hiç bir şey bilmediğini, cinayetin işlendiği tarihte yurtdışında olduğunu söylediği öğrenildi. Ayrıca soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz hiçbir şüpheye yer bırakmamak için Levent Garipoğlu'un DNA profilinin belirlenmesini talep etti. Levent Garipoğlu DNA profilinin alınmasına Sulh Ceza Mahkemesi karar verdi. Sulh Ceza Mahkemesi'nin aldığı kararın ardından Levent Garipoğlu Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. Levent Garipoğlu İstanbul Adliyesi'nden ayrılırken basın mensuplarının, "Kardeşiniz Cem'i en son ne zaman gördünüz", "İstanbul Adliyesi'ne niçin geldiniz" şeklindeki soruları yanıtsız bıraktı. Levent Garipoğlu iki sivil polis eşliğinde Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Levent Garipoğlu, gerekli örneklerin alınmasının ardından Adli Tıp Kurumu'ndan ayrıldı...

Fener sahaya iniyor!

Yeni sezona şampiyonluk hedefiyle başlayan sarı lacivertliler sezonun ilk haftasının son maçında Denizlispor ile deplasmanda karşılaşacak. Daum'un ikinci Fenerbahçe döneminde çıkacağı ilk lig maçını Bülent Yıldrım yönetecek..